8 Haziran 2015 Pazartesi


                               
          SURREALISM (Gerçek Üstücülük )

          Gerçeküstücülük ya da sürrealizm, Avrupa'da 1. ve 2. dünya savaşları arasında gelişmiştir. Temelini, akılcılığı yadsıyan ve karşı-sanat için çalışan ilk dadaistlerin eserlerinden alır. 1924'te "Manifeste du
 surrealisme"i (Sürrealism Manifestesu) hazırlayan şair Andre Breton'a göre gerçeküstücülük,, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. Gerçeküstücülük akımı, gerçek dışı anlamında değil aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde bir yaklaşımdır.
       
           Breton’un yanı sıra Louis Aragon, Benjamen Peret, otomatik yazı yöntemleri üzerinde deneyler yaptılar. Kendi söylemleriyle, "gerçeküstü dünyanın düşsel, cinsel, sapkın imgelerini geliştirmeye" başladılar.
          
           Gerçeküstücülük, yöntemli bir araştırma ile deneyi ön planda tutuyor, insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğunu vurguluyordu.Sürrealistler, bilinçaltını bilinç üstüne çıkarmakla uğraşmış, rüya ve sayıklamalar gibi durumları zihnin dışına taşıyarak düşüncelerin gerçeküstücülüğünü araştırmışlar ve “Ruh akıldan üstündür” tezini savunmuşlardır.Birçok Sürrealist , insan düşüncelerinin derinliklerine inebilmek için hipnoz yöntemini fazlaca kullanmışlardır. Bilinç üstüne çıkan düşüncelerden elde ettikleri verileri, sanatlarında göstermişlerdir.Sürrealizm sanatlar, ister resim, ister yazı, isterse farklı başka bir anlatım biçiminde olsun estetik kaygı düşünülmeden beynin uç noktalarındaki düş ve düşüncelerin su yüzüne çıkarılmasıyla özdeşleşir. Sürrealist edebiyatçılar, dil ve üsluplarında anlaşılır olmayı ret etmiş ve standart yazı biçimi dışında yazmışlardır. Şiirler de bile düş ve gerçek, birbirine kaynaşarak üslupunu değiştirmiştir. Tüm Sürrealist sanatçılara göre gerçek, akıl ve iradenin dışında ve özellikle insanın izdüşümünde saklı idi. Boşlukta asılan ve eriyen eşyalar, gerçeği iterek oluşan yaratıklar, ellerin otokontrolsüz yaptığı şekiller ve yazılar, tüm bunlar gerçeküstücülüğün yansımasıydı. Bu yansıma, insanlarda iticilik ve irkilme duygularını kabartabilir.
         "Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşünceni gerçek işleyişini ortaya çıkarmak içim başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır".
Andre Breton

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder