8 Haziran 2015 Pazartesi

           IMPRESSIONISM ( İzlenimcilik )

İzlenimcilik; doğayı, gerçekte olduğu gibi bütün ayrıntılarına bağlı kalarak değil, ondan edinilen izlenimin ölçüsüne göre anlatan, doğrudan doğruya gerçeği, nesneyi değil de, onun sanatçıda uyandırdığı duyumları veren sanat akımıdır. İzlenimcilik yani empresyonizm 19. yüzyılda Fransa'da ( Paris ) ortaya çıkmış ve bütün sanat dallarını etkilemiştir.Bu akım içerisinde yer alan sanatçılar, doğayı, çevreyi olduğu gibi değil, dış unsurların  görünüşünü değiştirmeden, kendi izlenimleri yardımıyla olmasını tasarladıkları bir biçimde yansıtmaya çalışmışlardır.Bu akımın öncüleri Claude Monet ve Camille Pissarro olarak kabul edilir.

İzlenimciler,açık havada yapılan resimlerin, stüdyoda tamamlanmasına karşı çıktılar. "An'ı yakalamak"  fikrinden hareket ederek, kısa sürede yapılmış birer taslak görüntüsü veren tablolar ortaya koydular. Onlara göre sanatçı doğrudan doğruya, gerçeği değil de gördüklerinin kendisinde uyandırdığı duygu ve düşünceleri esas almalıdır. Varlığın gerçekçiliği ve nesnelliği ikinci plana atılarak, kişisel yorum ön plana çıkarılmıştır. İzlenimcilikte, yorumlar ve izlenimler, sanatçıdan sanatçıya değişeceği ve her sanatçı, eserinde kendinde oluşan duyguyu ve izlenimi anlatacağı için, meydana getirilen edebî eser, yazarın veya şairin kişiliğine dair izler taşıyacaktır.   19. yüzyılın ikinci yarısında “Barbizon Okulu”nu oluşturan manzara ressamları da izlenimciler üstünde etkin oldu. Özellikle Daubigniy ve Diaz açık havada çalışan ressamlardı. Corot ve Courbet de doğa karşısında edindiğimiz izlenimlerle arınmış gerçeğe inanan sanatçılar olarak akımın sonucunda etkin oldular
 
Akımın en önemli özelliği bir izlenimin uyardığı duyguların duyulduğu gibi yansıtılmasıdır.Anlam kapalıdır.
Bu akımın yazarı, doğrudan doğruya gördüğü gerçeği değil de, gördüklerinin ve izlediklerinin kendisi üzerinde bıraktığı izlenimi ve duyumu esas alır. Daha çok edebiyatta ve resimde gelişmiştir. Dış aleme, ondaki varlıklara ve nesnelere karşı ilgisizdirler.Edebiyatta, resimde, müzikte okuyucunun, seyircinin, dinleyicinin eserle karşı karşıya gelir. gelmez edineceği izlenim bu akımın tatlı, yumuşak, kucaklayıcı, canlı teması olmuştur. Empresyonist sanatçının anlattığı dış dünya değil, dış dünyadaki varlıkların hayâle bürünmüş izlenimleridir. Empresyonistler, etkici ve duygucudurlar. Zaten empresyon, etki - duygu anlamındadır. Empresyonizm, esas olarak ve her şeyden önce özgürlüğün simgesidir, sembolüdür.Hayale ve soyut betimlemelere yer verilmiştir.Her şey sanatçının duyumuna bağlı olarak anlatılır.Objenin kişi üzerindeki izlenimleri önemli olduğu için realizmin karşıtıdır.Sanatçılar eserlerinde kendi iç dünyalarını dile getirmişlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder